Cezaevlerindeki Çocuklar Üzerine Gerçekler
Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü 3 bin 690 çocuk bulunuyor. Ancak, çocuklara ait dava dosyalarının çocuk mahkemelerinde görülmesi ve haklarında hüküm verilenlerin “eğitimevleri”nde tutulması gereken durumların aksine, gerçekler farklılık göstermektedir.
Tutuklu çocukların eğitime erişim hakları da yeterince sağlanmamaktadır.
Geçen yıl 178 bin 834 çocuk suça sürüklendiği iddiası ile güvenlik birimlerine teslim edildi. Ancak, 2023 yılı adalet istatistiklerine göre çocuk dava dosyalarının yalnızca yüzde 50’si çocuk mahkemelerinde görüldü. Ayrıca, çocuk dosyalarının yüzde 56’sında hapis cezası verildi.
Cansu Demir
Çocuk adalet sistemindeki ve risk altındaki çocukların yüksek yararının korunması vizyonuyla kurulan Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı’nın yönetim kurulu başkanı Selmin Cansu Demir ve genel koordinatörü Merve Merdane ile çocuk adalet sistemi, özgürlüğünden mahrum bırakılan çocukların sorunları ve vakfın çalışmaları üzerine konuştuk.
Çocuk Dostu Değil
Selmin Cansu Demir’in verdiği bilgilere göre cumhuriyet başsavcılıklarında suça sürüklenen çocuklarla ilgili geçen yıldan devredilenlerle birlikte 452 bin 70 dosya bulunmaktadır. Geçen yıl çocuk dosyaları mahkûmiyet kararlarının yüzde 55.5’i hapis cezası ile sonuçlandı. Yani toplam 21 bin 463 çocuğa hapis cezası verildi. (12-14 yaş aralığında 3.800 erkek, 326 kız çocuk; 15-17 yaş aralığında 16.373 erkek, 964 kız çocuk)
2024 Kasım ayı itibarıyla 3 bin 690 çocuk ceza infaz kurumlarında tutulmaktadır. Bunların 1059’u hükümlü (1005 erkek – 54 kız); 2.631’i tutuklu (2.520 erkek – 111 kız).
Yüzde 56 oranının çok yüksek olduğunu vurgulayan Demir, “Bu oran çocuk adalet sistemi ilkelerine uygun değil. Alternatif tedbirlerin artırılması gerekmekte. Çocuk mahkemesi sayısı artırılmalı, denetimli serbestlik, eğitim odaklı tedbirler gibi düzenlemeler yapılmalıdır” şeklinde konuştu.
Kapalı kurumlarda bulunan 2.500 çocuğun zorunlu eğitim hakkından mahrum kaldığına dikkat çeken Demir, hükümlü çocukların örgün eğitime devam edebildiğini, tutukluların ise bu haktan yararlanamadığını belirtti.
15 Yaşa Yükseltilmeli
Türkiye’de ceza sorumluluğu yaşının 12 olduğunu hatırlatan vakıf genel başkanı, “Bu nedenle BM Çocuk Hakları Komitesi’nden ‘En az 14’e yükseltilmesi gerekir’ uyarısı geldi. Biz 15 yaşa yükseltilmesini savunuyoruz” dedi. Çocuk adalet sistemiyle ilgili yeterli veri ve bilgi olmadığı için çocukların hangi haklara erişebildiklerinin belli olmadığına dikkat çeken Demir, şöyle devam etti:
Düzenli Bağış Çok Önemli
Vakıf genel koordinatörü Merve Merdane’nin bilgilerine göre, vakıfta 12-18 yaş arası risk altındaki çocukların adli sistem ile ilişkilendirilmelerini önlemeyi hedefleyen “Gençlik Merkezi programı” (GEM) uygulanmaktadır. 25 çocuk ile devam eden program kapsamında psikososyal destek atölyeleri ve sanatsal, kültürel, sportif etkinlikler düzenlenmektedir. Ayrıca, çocuklara, her pazar evlerinden vakfa gelmeleri için yol parası verilmektedir. Atölye çalışmalarının yanı sıra ayda bir gezi programı düzenlenmektedir. Merdane, programın 2023-2024 yılı izleme değerlendirme raporu hakkında şunları paylaştı:
Merve Merdane
Çocukların yüzde 46’sının psikolojik dayanıklılık puanının arttığı belirlendi. Aynı zamanda, çocukların benlik farkındalığı, benlik saygısı, duygu yönetimi, empati, girişkenlik, iletişim ve sosyal ilişkiler gibi yaşam becerilerinin güçlendiği gözlemlendi.
Katılım Yüksek
Atölyelere yüksek katılım oranının, çocukların suçtan uzak tutulmasında ve programın önleyici hedefine ulaşmasında önemli bir rol oynadığı belirlendi. Bu sonuçlar, çocukların kendilerini güvenle ifade edebilecekleri alanlara sahip olmalarının, risk alma eğilimlerini anlama ve yönetmede kritik bir öneme sahip olduğunu ortaya koydu.
Vakfın daha fazla çocuğa ulaşabilmesi ve daha yüksek sayıda risk altındaki çocuğun adli sistem ile ilgilenmesini engellemek için düzenli bağışlara ihtiyacı bulunmaktadır.
Çocuklar Anlatıyor: ‘Dinlenmek Hoşuma Gitti’
“Bu etkinliklerde hoşuma giden şeylerden biri de dinlenebiliyor olmaktı. Hani dinlenmek hoşuma gitti. Çünkü mesela hayatımızda çoğumuz oturup karşılıklı biriyle konuşup dinlendiğimizi düşünmüyoruzdur ama burada böyle fikrimi özgürce ifade edebiliyorum. Çünkü beni yargılayan kimse yok.”
“Kendimle başa çıkmak için kendimi rahatlatacak şeyler yapıyorum. Dışarı çıkıyorum mesela. Kendi bildiğim şeyleri yapıyorum genelde. Dışarı çıktığımda arkadaşlarımın yanına gidiyorum. Onlarla biraz sohbet ediyorum. Kendimi daha çok tanıyorum, daha özgüvenli oluyorum aslında.”